Cazda sanat formunun kapsamını ve hızını değiştiren bir kilometre taşı.
25
Trompet efsanesi Miles Davis, ilk büyük beşlisinin dağılması ve ikinci beşlisinin kurulması arasındaki yıllarda, 1959’da cazın gelmiş geçmiş en büyük albümlerinden biri olarak anılacak bir çalışmaya imza attı. Bebop ve post-bop’un hızlı ilerleyişi, Davis’in Charlie Parker Quintet’ten Dizzy Gillespie’nin halefi olarak bildiği engelleri atlayabilmesi için doğaçlamalar yapılmasını gerektiriyordu. Kind of Blue’da akorlar arasında daha uzun süreler vardı. Bu da müzikte yeni bir alan açıyordu yani solist artık nefes alma seçeneğine sahipti.
“Onu bugün hâlâ tüm zamanların en modern caz albümüymüş gibi dinliyoruz.”
Miles, kayıtların ateşini düşürürken bile Gil Evans ve George Russell’ın, hatta Debussy ve Satie’nin armonik düşüncelerinden yararlanarak yeni dokular ve tonal renkler ortaya koydu. Albüm bu anlamda yaklaşık 10 yıl önce kaydedilen Birth of the Cool’un devamı ya da 10 yıl sonra gelecek olan In a Silent Way’in habercisiydi. Blue in Green ve Flamenco Sketches, Davis’in trompet susturucusu Harmon Mute ile çalışmasının önemli örnekleri arasında anılıyor. Bu kayıtlar, caz trompetçilerinin o zamandan beri taklit ettikleri metalik ve samimi bir sese sahipler.